Şeker tadında musmutlu bayramlarımıza eşlik eden harika besinleri nasıl yönetmeliyiz ve içimizdeki seslere nasıl karşı koymalıyız sorusunun cevabı geldi.
Biliyorum ki hasret kaldık…
Birlik beraberliğin en yoğun olduğu zamanlara bir pandemi arası vermek zorunda kalıp hayır diyebildiğimiz ve uygulaması daha kolay diyetli bayramlarımız oldu. Yalnız pandemi ve yasakların da bitmesi ile yoğun ve kalorili besinlerle geçireceğimiz harika bir bayrama merhaba diyoruz. Bu noktada birkaç öneri ile bu zorlu savaşın kazananı olabiliriz. Bana kulak vermeniz yeterli olacaktır gerisi bende.
Öncelikle Inter Fasting
(IF, Aralıklı Oruç) dediğimiz beslenme sisteminden eski sitemimize geçiş dönemi destek diyeti olmadan başlama durumu ile karşı karşıyayız. Bu durum ise bizim bağırsak sistemimizi ve metabolizmamızı olumsuz yönde etkileyerek istemsiz kilo artışına sebep olacaktır. Bu dönemi doğru ve dengeli olarak ilerletmek, sonrasında kilo alımını engellemek ise o kadar kolay ki eminim sizler de bu önerilerle mutlu bir bayram ve oruç sonrası beslenmeye dönüş sağlayacaksınız.
Birincil önerim tabii ki bayram süreci. Bu süreçte en önemli olaylardan biri karşı koyamadığımız tatlılar ve bayramlarımızın vazgeçilmezi ambalajlı şekerlemeler. Tatlılarımıza hayır diyemesek de ambalajlı gıdalar uzun süredir uyguladığımız aralıklı oruç diyetimizi baltalamak için yeterli sebepler arasında. Katkı maddelerinden oluşan bu şekerlemelerin sadece bir tanesi bile metabolizmamızı ve mikrobiyatamızı deformasyona uğratarak istenmeyen sonuçlara yol açmakta bu sebeple katı bir kuralla bunların hepsine hayır demek zorundayız. Eğer elimiz boş kalamasın derseniz de evde yapabileceğiz harika bayram şekerlemeleri tariflerimiz için instagram sayfamızı inceleyin. Anlık bir hevesle yapacağımız her hareket sonrasında uzun vadeli hastalıklara neden olabilir. Ev yapımı tatlıları ve kalorili besinlere ise yüklenmek yerine porsiyon kontrollerini sağlayarak tüketmek en doğru davranış olacaktır. Unutmayın bir besinin sağlıklı içeriklerden oluşması o besinin kalorisiz olması anlamını taşımıyor. Bu noktada kendimize dur demeliyiz.
Peki bayram sonrasında normale döndüğümüzde nasıl beslenmeliyiz?
Bu noktada kliniğe başvurup takip altında olan hastalarımıza/danışanlarımıza önerilerimiz ve uyguladığımız program da İF diyeti sonrası geçiş dönemi diyeti olarak karşımıza çıkıyor.
Bu noktada birkaç önerimiz var
- Günlük beslenme sistemimize geçiş yapmadan önce öğlen yemeğinin bir müddet (bedenimizi alıştırana kadar) kaldırılması uygulanabilirliği en güzel ve kesin çözüm olan diyetler arasında yerini alıyor.
- Sabah güzel ve zengin bir kahvaltı sonrası 3/4 saat aralıklarla ara öğünlerimizi yaparak akşam yemeğine direk geçiş yapmak İF sonrası metabolizmamızı korur ve kilo artışına engel olur. Böylece bedenimizi birden alışık olmadığı bir sürece sürüklemek yerine yavaş yavaş ama hızlı bir metabolizma inşa ederek ilerlemeyi sağlarız.
- Normal bir bireyde iki hafta uygulanması yeterli olan bu sistem de ise bayram kaçamaklarımızı toparlamak adına basit şekerden oluşmuş tatlılara, ambalaj içerisine girmiş besin gruplarına tamamen veda etmek de bu süreci verimli hale getirecektir.
- Egzersiz ve su tüketimlerinizi kontrol altına alın. Günde en az 2-2,5 lt su tüketimi metabolizmamızın çalışmasına yardımcı olacaktır.
- Destek için ayrıca yeşil veya beyaz çay tüketimi sağlamanız da içerdiği kateşinden dolayı yağ yakımını destekleyecektir.
Aklınıza takılan soru ve önerileriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Bütyün okurlarımıza ve takipçilerimize iyi bayramlar diliyoruz..